Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Kalbi besleyen daralmış veya tıkalı koroner damarlarına (ön, yan ve alt yüzde bulunan tüm damarlar) direk görüş altında sol meme altından yapılan 6-8 cm lik (hastanın anatomisine göre) bir torakotomi kesisinden (kemik kesmeden kaburgalar arasından) kalbe ulaşarak yapılan bir ameliyat biçimidir. Bu tür ameliyatlar minimal invaziv cerrahi yöntemler, koltukaltından kalp ameliyatı vs. olarak da adlandırılmaktadır.
Aort, mitral ve triküspit kalp kapakcık değişimi ve tamiri, doğuştan olan kalp hastalıkları (atriyal septal defekt, PFO…), kalp tümörleri (miksoma …) gibi ameliyatlar da yapılabilir. Bu ameliyatlar bazen kısmı olarak kesilen sternotomiden (iman tahtası kemiği), bazen sağ veya sol taraf kaburgalar arasındaki kaslardan yapılmaktadır (mini torakotomi).
Kalbi durdurarak kalp akciğer makinası kullanılarak yapılabildiği gibi; bu işlemler kalp akciğer makinası kullanmadan; kalbi durdurmadan (çalışan kalpte) yapılabilmektedir.
Evet. Uygun hastalarda kalbin tüm damarlarına, 4 lü 5 li bypass gereken vakalar dahil tüm vakalara uygulanabilir.
Sol ve sağ göğüs içi atar damarı, kol atar damarı ve her iki bacak toplardamarları klasik bypass ameliyatlarındaki şekilde kullanılır.
hariç tüm olgularda işlem güvenli şekilde uygulanabilir.
Tüm hastalar uyutulduktan sonra özel bir tüp yardımı ile sol akciğerleri söndürülüp sadece sağ akciğerleri çalıştırılarak işleme başlanır. Sol akciğer sönük iken sol meme altı kesisinden direkt görüntü ile sol ve sağ göğüs içi atardamarı çıkarılır.
Ameliyat öncesi hazırlıkları tamamlanmış hastalara ameliyat sabahı ameliyathaneye girmeden korku ve endişeyi rahatlatacak sedasyon sağlayacak ilaçlar yapılır. Ameliyata bağlı olarak ortalama kalp ameliyatı ameliyathanede üç ila beş saat sürer. Ameliyattan önce yaklaşık 1 saat hazırlık süresi olabilmektedir. Ameliyattan sonra yakınlarınızın yoğun bakım ünitesinde sizi ziyaret etmesine izin verilecektir. Her hastanın iyileşme süreci farklı olduğundan, YB da kalışları için belirlenmiş bir zaman sınırı yoktur. Hastalarımızın çoğu, bir alt üniteye transfer edilmek üzere 24 ila 48 saat içinde YB'dan ayrılabilir. Orada kalış süreniz tamamen size ve sağlık durumunuza bağlıdır.
Anevrizma geri dönüşümsüz olarak bir arterin (atardamar) normal çapından %50 daha fazla duvarlarındaki zayıflama sonucu bir balon gibi genişlemesidir. Atardamarlardaki anevrizmaların en sık geliştiği alan karın içi aortasıdır (ana atardamar). Bununla beraber anevrizma hemen her atardamarda gelişebilir. En sık sebep aterosklerozdur (damar sertliği).
Normalde yaş ve kilo ile değişmekle beraber karın içi ve göğüsteki aortanın çapı 2.5 - 3 cm civarındadır.
Bu balonlaşmış karın ve göğüs ana atardamarı insanın vücudu içinde adeta patlamaya hazır bir bomba gibi hayatı tehdit etmektedir.
Abdominal (karın içi) aorta anevrizmaları toplumda %0.5-3 sıklığında görülür. Genelde erkeklerde beş kat daha sık rastlanıp, 50 yaşlarında ortaya çıkmaya başlar ve en yoğun olarak 80 li yaşlarda görülür. Bir araştırmada 65 yaş üzerindeki erkelerde % 11 oranında karın içi aorta anevrizmaları görüldüğü bildirilmiştir. Toplumda karın içi aorta anevrizmaları yırtılma (patlama) sıklığı ise 4–8:100 000 dir.
Başka bir araştırmada 45–55 yaş arası erkeklerde sıklık %1.3 iken kadınlarda risk çok daha düşük, 75 -85 yaş arası erkeklerde % 12.5 a kadınlarda %5 e yüksektir.
Türkiye’de otopsi çalışmaları olmadığı için Amerika’da yapılan çalışmalara göre her yıl 47.000 kişi çeşitli aortik hastalıklara bağlı hayatını kaybediyor. Bu da meme kanseri, AİDS, trafik kazalarına bağlı ölümden daha fazla oranda görülüyor. Yılda 15.000 kişi anevrizma yırtılmasından dolayı hayatlarını kaybetmektedir.
Ciddi ve ölümcül bir hastalıktır. Balonlaşmanın bulunduğu yere ve çapına bağlı olmak üzere baloncuk yırtılarak hayatı tehdit eden iç kanamalara sebep olabilir. Zamanında tespit edildiği zaman daha basit tekniklerle tedavi edilerek bu risk ortadan kaldırılır.
Yüzyılın dahi ismi Albert Einstein bu hastalıktan hayatını kaybetmiştir.
Yüksek tansiyon, sigara, yüksek kolesterol, fazla kilo, altta yatan genetik hastalıklar
Ailede bu hastalığın olması riski yaklaşık 5–6 kat artar.
Erkek cinsiyet 5–6 kat daha fazla risk artırır.
Bazı hastalıklar da damar duvarını zayıflatarak riski arttırabilir. Bir bağ doku hastalığı olan Marfan Sendromu, diğer bağ doku hastalıkları, kalp kapaklarının yapısal bozukluğu, sifilis, tüberküloz sayılabilir. Nadiren travma da aortada balonlaşmaya zemin hazırlayabilir.
Sırt ağrısı, karın ağrısı ve karın bölgesinde atım hissi veren şişlik olabilir. Bazı hastalarda bu balonlaşmış damar patlayabilir ve karın içine yırtılabilir; bu durumda diğer belirti bulgula yanında bayılma, şuur kaybı hatta ölüm olabilmektedir. Öksürük, nefes darlığı nadiren olabilmektedir.
Anevrizma Nasıl Teşhis Edilir?
Belirli bir çapın üzerine çıkmadan bulgu vermeyebilir ancak tetkikler ile tespit edilebilir.
Nasıl Tedavi Edilir?
İki ana tedavi yöntemi mevcuttur. Birincisi açık ameliyat ile tedavi ikincisi ise damar içi protez yerleştirilmesiyle tedavidir.
Açık ameliyat 50 yıldan beri karın veya göğüs kafesi açılarak yapılır. Yapay bir damarla anevrizma onarılır. Hastanın uzun süre hastanede yatmasını gerektirir. Hastanın karnı açıldığı için karın içi organlara ait problemler çıkabilir. Hastanın tekrar normal yaşama dönmesi ortalama bir hafta on günü bulur.
İkinci tedavi yöntemi damar içi stent yerleştirilmesidir.
Endovasküler stent (damar içi protez) nedir?
Stentler dokunmuş dayanıklı kumaşların metal tellerle güçlendirilip tüp haline getirilmesinden oluşur. Hastanın balonlaşmış damarına kasıklarından takılan kateterler vasıtasıyla yerleştirilir. Kan artık bu tüp yapının içinden geçer ve balonlaşmış kısım devre dışı kalır. Genel anestezi gerektirmeyebilir, ayrıca hastanede kalış süresi daha azdır. İşlemin yapıldığı günün ertesi günü eve döner. Karın içi açılmadığı için hasta hemen yemek yeme ve diğer tüm günlük aktivitelerine dönebilir.
Endovasküler stentlerin faydası nedir?
Endovasküler stentler standart açık cerrahiye kıyasla daha az ağrılı işlemlerdir ve daha düşük yan etki riski vardır. Hastanede kalış süresi kısadır. Hastalar normal yaşama daha kısa sürede iyileşerek daha konforlu bir şekilde dönerler.
Kimler bu tedavi yönteminden faydalanabilir?
Karın veya göğüs içi atardamarında balonlaşma tespit edilen ve bu balonlaşmanın büyüklüğü 5.5 cm üzerinde ise hastalar endovasküler stent ile tedavi olabilmektedirler.
Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Anevrizma oluştuktan sonra yılda 0.2–0.8 mm hızında genişler ve yırtılabilir. Yırtılma olan hastaların ancak %50 si hastaneye ulaşabilir ve bunlarında yarısından çoğu hastanede ölürler. Bu açıdan karın içi anevrizma yırtılmasında ölüm oranı % 85–95 dir.
Bu açıdan anevrizmanın çapı yırtılma için en önemli faktörlerden birisi olduğundan, 5-6 cm yi aşan anevrizmalar bulgu vermeseler bile tedavi edilmeleri gerekir
Anevrizmanın büyüklüğü yani çapı: Çapı 4 cm altındaysa ameliyata gerek kalmadan izlenebilir. 5.5 cm ve üstünde olanlara operasyon düşünülür. 4-5.5 cm arasında olanlarda ise hastaya ve izleme sonuçlarına göre karar verilir.
Balonlaşmış damarın çapına göre 5 yıl içinde yırtılma oranları;
4 cm'den az = çok düşük risk
4 - 4.9 cm = %5 risk
5 - 5.9 cm = %25 risk
6 - 6.9 cm = %35 risk
7 cm'den büyük = %75 risk
6 ay içinde 0.5 cm den fazla büyümesi tehlike işaretidir.
Korunma Yöntemleri Var Mıdır?
Aort anevrizmasını önlemek için alınacak bir ilaç yoktur.
Öneriler:
Sigarayı bırakmak önemli çünkü sigara anevrizmanın genişlemesini hızlandırır
Anevrizma için risk faktörünüz varsa mutlaka bir kalp damar doktoruna başvurun. Sizin için önlenebilir risk faktörlerini kontrol altında tutarak hastalığın ilerlemesini önleyebilir. Sizden belirli aralıklarla ultrason ve diğer tetkiklerle anevrizmanın ilerleyişini takip edecektir. Burada doktor kontrolünde olmak en önemli noktadır.
Tarama Yapılmalı Mı?
Anevrizmanın ileri yaşlarda ortaya çıkan ve sonunda ölümcül olabilen anevrizmaların erken tanısını gündeme getirmiştir. Yapılan çalışmalarda yüksek riskli toplum bireylerinin taranarak anevrizmanın belirlenmesinin, toplumda anevrizmaya bağlı ölümü ve yırtılamaya hastalarda yapılan sağlık harcamaları göz önüne alındığında genel anevrizmaya bağlı sağlık harcamalarında önemli oranda tasarruf sağlanabileceği ortaya çıkmıştır. Anevrizma açısından yüksek riskli gruplar 65 yaş üzerindeki erkek, hipertansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalılığı (kronik bronşit, astım) ve 1. derece akrabalarında anevrizma olan bireylerdir. Bu bireyde karın ultrasonu ile bir kaç dakika içinde anevrizma belirlenebilir ve durumuna göre takip edilir veya cerrahi/endovasküler yöntemlerle tedavi edilir. Taramalarda bulunan anevrizmaların %90 ı küçüktür ( 3.5 cm altında) yani tehlikeli değildir, ancak izlenmesi gerekir.
Sırt ağrısı, karın ağrısı ve karın bölgesinde atım hissi veren şişlik olan hastalar anevrizma açısından incelenmeli ve gerekli tanı metotları ile komplikasyon gelişmeden (yırtılma, ölüm) teşhis konmalıdır. Yukarıda sayılan risk faktörlerine sahip özellikle sigara içicisi 65 yaş üstü erkek hastalar mutlaka anevrizma açısından kontrol edilmeli ve gerekli tedavi uygulanmalıdır. Türkiye’de birçok kişi bu hastalığın farkında olmadan yaşamaktadır. Maalesef birçok hastaya tanı ancak bu balonlaşmış damar yırtıldıktan sonra konulabilmektedir.
Günümüzde yaygın olarak uygulanan standart tedavi yöntemi ameliyatla tedavidir. Hastanın hastanede uzun süre yatmasını gerektirecek bu tedavi yöntemiyle hastalar ayrıca açık ameliyatın ve genel anestezinin risklerini de almaktadırlar. Artık dünyada birçok merkezde uygulanan endovasküler tedavi yöntemleri ile hastalar 1–2 gün gibi kısa süre ile hastanede kalmakta ve tedavi olmaktadırlar. Hastanemizde de standart cerrahi tedavinin yanında hastaya daha az riskle endovasküler yöntem başarıyla uygulanmaktadır.
Belirli bir çapın üzerine çıkmadan bulgu vermeyebilir ancak tetkikler ile tespit edilebilir.